Beştaş, DİVES üyesi din görevlilerinin işlerine son verilmesi konusunda meclis araştırması istedi

Grup Başkanvekilimiz Meral Danış Beştaş, DİVES (Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası) üyesi din görevlilerinin işlerine, yalnızca haklarındaki ihbarlar gerekçe gösterilerek son verilmesinin nedenlerinin ve bu durumun yaratacağı sorunların araştırılmasını istedi. İlgili araştırma önergesi:

GEREKÇE

20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen OHAL ile birlikte çok sayıda kamu görevlisinin görevinden alındığı, ihraç edildiği uzun erimli bir süreç ülkeyi hâkimiyeti altına almış durumdadır. Öyle ki neredeyse ihraç vakasının yaşanmadığı tek bir kurum kalmamış; kamu kurumlarının yeniden yapılanma süreçlerine girilmiş, çoğu kez ihraç edilen kamu çalışanlarının boş bıraktığı alanların doldurulması adına yalnızca mülakata dayalı bir sınav yöntemiyle liyakati olmayan kimseler bu pozisyonlara yerleştirilmiştir.

Meselenin diğer bir boyutu ise ihraç ve görevden almaların çoğu kez ihbarlar baz alınarak yapılması olmuştur ki, bunun en büyük göstergesi de bazı sendikalara üye olan kamu emekçilerinin hukuka aykırı bir biçimde görevden alınmalarıdır. Sendika üyesi kamu emekçilerinin haklarında hiçbir soruşturma bulunmamasına rağmen görevden alınmalarının tek nedeni iktidar yanlısı sendikaya mensup olmamalarıdır kuşkusuz.

Diğer yandan 31 Ağustos 2015 yılında yürürlüğe girenTerörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmelik ile hükümet yurttaşların birbirlerini ihbarı üzerine bir hukuk geliştirmeyi amaçlamıştı. Nitekim bir yıl sonra gündeme gelen OHAL ile bu ihbarcılık mevzu artmış, artık yurttaşlar neredeyse tüm sorunlarının çözümünü bu ihbar müessesinde görmeye başlamıştır.

Van Valiliği OHAL Bürosu da kendilerine gelen çoğu isimsiz bu ihbarları önemli bir delil saymış ve Diyanet İşleri Başkanlığına yazdığı 13.02.2017 tarihli gizli ibareli yazı ile Van ilinde görev yapan din görevlileri hakkında emniyet, istihbarat, kaymakamlık ve çalıştıkları kurumlarda bazı kamu görevlilerinin “PKK/KCK ve diğer terör örgütlerine aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğu tespit edilen” kişilerin listesini göndermiştir. Fakat bu listede adı geçendin görevlileri hakkında yürütülen soruşturmaların kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile sonuçlanması hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır. İlgili idare ve Diyanet İşleri Başkanlığı savcılık kararları yerine isimsiz ihbarları dayanak tutmayı tercih etmiş ve din görevlilerinin görevlerine son vermiştir. Bahsedilen ihbar tutanakları ise çoğu kez duyuma dayalı ifadelerden oluşup bizzat tanıklığın söz konusu olduğu ihbar tutanaklarında ise bu din görevlilerinin partimiz Halkların Demokratik Partisi ile ilgisi olduğu vurgusu yapılmıştır.  Bundan başka delil olmayan bazı tutanaklarda yer alan ifadelerde;“bazı din görevlilerinin ‘fikri yapısının HDP Siyasi Partisi ile aynı olduğu’, “….HDP milletvekilinin yakını olduğu”, “Van TV’de Ramazan ayında program yaptığı”, “….sohbetlerinde ‘Kürtlerin ezildiğini sömürüldüğünü’ dile getirdiği, ‘HDP’ye oy verin. Çünkü o bir Kürt partisidir.’ dediğinin duyulduğu”, “seçim dönemlerinde HDP’li heyetlerini evinde ağırladığı”, “…hutbeleri Kürtçe okuduğu, ‘BDP/HDP’yi kastederek bu sefer biz kazanacağız.’ şeklinde etrafa konuştuğu”, “…HDP’nin desteklenmesi noktasında aile üyelerine telkinde bulunduğu” yönünde ifadeler söz konusudur. Çatak İlçe Emniyet Amirliği tarafından Çatak C. Başsavcılığına gönderilen yazıda ise haklarında ihbarların olduğu kişilere dair terör örgütü propagandası yapıp yapmadığına dair somut bilgiye ulaşılamadığı ifade edilmiştir.

Görevlerine son verilen 27 DİVES üyesi hakkında benzer ihbar ve iddialar söz konusu olup Van Müftülüğü tarafından yazılan raporda din görevlileri hakkında “PKK-KCK Terör Örgütü ile irtibatlı-iltisaklı olduğu değerlendirilmektedir.” şeklinde ibareler yer almakta; hatta raporun çoğu yerinde “duyumlar vardır” ibarelerinin üzerleri çizilerek “değerlendirilmektedir” ibaresi yazılarak iddiaların güçlendirilmesi sağlanmıştır. Özetle 27 DİVES üyesi din görevlisi haklarında yürütülen soruşturmalar takipsizlik kararları ile neticelendiği halde ihbarlara dayalı tutanaklar gerekçe gösterilmiş ve görevlerine son verilmiştir.

Din görevlilerinin HDP mensupları ile akraba olması, HDP’ye oy vermesi gibi gerekçelerin ihraçlara dayanak gösterilmesi ülkedeki ayrımcılığı ve ihraçların hedefinde kimler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye gündeminin en önemli meselelerinden olan ihraçların bu yönü ile değerlendirilmesi aynı zamanda sorunun kaynağına dair de ipuçları vermektedir. Konunun tüm boyutları ile araştırılması ve alınacak önlemlerin derhal tespiti hayati önemdedir.

12 Nisan 2018