Futbolda ırkçılık, ayrımcılık ve diğer sorunlar

Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken'in TBMM'ye sunduğu araştırma önergesi:

Türkiye futbolu son dönemlerde sportif başarıları ile değil, saha içi ve saha dışı olaylar ile, futbolun kötü yönetimi ile, ayrımcılık ve ırkçılık ile anılmaktadır. Ülkemizde futbol uzun zamandan beri endüstrileşmiştir. Endüstrileşmeye karşı toplumun hizmetine sunulmuş futbol anlayışının yerleştirilmesi için ilgili mercilerce gerekli tedbirler ve politikalar sağlanmadığından ötürü futbolun büyük maddi kaynakların döndüğü bir yarış alanı ve ölüm-kalım mücadelesi olarak algılanması söz konusu olmuştur.

Başarıya endeksli, izleyici yerine müdahaleci taraftar karakterinin yaratıldığı, sportif faaliyet yerine siyasi gerginliklerin yansıdığı alan olarak domineedilen Türkiye futbolu, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başta olmak üzere yetkili kurumların yanlış uygulamaları neticesinde bugün toplumsal gerilimi arttıran, birliktelik duygusunu zedeleyen, hemen hemen her gün şiddetin dilinin konuştuğu, ırkçılık ve ayrımcılığın derinleştirilerek toplumsal normaliteyedâhil edilmeye çalışıldığı bir alan haline gelmiştir.Açıktır ki, kitleleri etkileyen ve peşinden sürükleyen bir spor dalı olarak futbol, bugün her açıdan hassasiyetle yaklaşılması gereken toplumsalı ilgilendiren bir alan haline gelmiştir.

Türkiye Futbol Federasyonu ve ilgili kurullarının uygulamaları neticesinde toplumun bir arada yaşama duyguları ciddi oranda zararlar görmektedir. Amedspor’a yönelik haksız, hukuksuz ve kabul edilemez uygulamalar bunun en net göstergesidir. “İdeolojik propaganda, sportif centilmenliğe aykırı davranış” gibi sudan gerekçelerle Amedspor üzerinde uygulanan baskılar,“futbolun asla sadece futbol olmadığı”gerçeğini devreye koymakta ve büyük huzursuzluklara, duygusal ayrışmalara zemin hazırlamaktadır. Çünkü Amedspor taraftarları “Çocuklar ölmesin maça gelsin” gibi dünyanın neresinde dillendirilse ödül alacak bir talepte bulundukları için TFF tarafından cezalandırılabilmektedir. Yine Amedsporlu futbolcular barış istedikleri için centilmenliğe aykırı davranış gibi bir gerekçeye sığınılarak cezalandırılmaktayken, esasında, barış isteyeni cezalandıran makamların kendilerinin cezalandırılması gerekliliği açık ve net ortadadır.

Amedspor’a uygulanan bu baskıların yanı sıra Cizre’de vahşet bodrumlarında katledilen yurttaşlarımızın öldürülmesine vahşeti onaylayıcı atıfta bulunan pankartların çeşitli stadyumlarda asılmasına izin veren TFF, bu suça ortak olarak tarafsızlığını, adilliğini, sportifliğini, centilmenliğini yitirmiş, suç işler bir pozisyona düşmüştür. Futbolda Amedspor’u hedef haline getiren ırkçı ve ayrımcı yaklaşımlar, yazılamalar, baskılar ceza konusu yapılmayarak, ırkçılık ve ayrımcılık suçları TFF tarafından da üstlenilmiştir. Yine TFF’nin öfkeyi kabartması sebebiyle en son 24 Nisan 2016 tarihinde Ankara’da Amedsporlu futbolcular ve yöneticilere yönelik ölümcül saldırılar gerçekleştirilmiş, çok sayıda yönetici yaralanmıştır.

Irkçılık ve ayrımcılığın yanı sıra Türkiye futbolunun bir diğer sorunu saha içi ve saha dışı olaylardır. Sokağa çıkma yasağı adı altında abluka uygulanan kentlerin futbol ve diğer spor dallarında faaliyet gösteren takımları bin bir zorlukla karşı karşıyadır. Yine çarpıcı bir örnek olarak, Konya’da bir milli maç esnasında Ankara Katliamında hayatını kaybeden yurttaşlarımız anılırken, tribünlerden protesto seslerinin gelmesi ayrışmanın ve tehlikenin boyutlarını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Neredeyse her futbol müsabakası, olası şiddet tehdidi atmosferinde yapılmaktadır. Bu karanlık tablonun oluşmasında hükümetin spor politikalarındaki hatalarının büyük payı vardır. AKP hükümeti sportif faaliyetlerle ilgili sorunları çözmek yerine kendisine bu alandan siyasi rant devşirmek istemiştir. AKP hükümetinin, bir taraftar grubu olan Çarşı grubunu akıl dışı ithamlarla darbeye teşebbüsle suçlaması, Vodafone Arena stadının açılışına takımın gerçek taraftarlarının alınmayarak, stat açılışının siyasi bir şova dönüştürülmeye çalışılması sporu siyasi ranta tahvil etme örnekleri olarak önümüzde durmaktadır.

Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinin takım otobüsünün kurşunlanması, saha içinde hakemlerin darp edilmesi, maçların yarıda sonlandırılması ve saha dışında taraftarlar arasında yaşanan çatışmalar da Türkiye futboluna ilişkin ciddi ve kapsamlı bir çalışmanın yapılması zorunluluğunu doğurmaktadır.

AKP hükümetinin Türkiye futbolunda gerçekleştirdiği Pasolig başta olmak üzere tüm “sportif” görüntülü uygulamaların iflası yaşadığı, toplumsal gerginliği arttırıcı genel politikaları neticesinde taraftarların önüne çıkamayıp stat açılışlarını ancak taraftarsız yapabildiği bir görüntü, Türkiye futbolunun kara tablosudur. Bu kara tabloda Türkiye Futbol Federasyonu başat aktörlerden biridir.

Bu kapsamda, Türkiye futbolunda yükselen ırkçılık ve ayrımcılık ile saha içi ve dışı olayların araştırılması, başta Futbol Federasyonu olmak üzere siyaset ve spor dünyasının gerginliklerin, ayrışmaların, ırkçılığın artmasındaki kusurları, ihmalleri ve hatalarının tespit edilmesi ile Türkiye futbolunda yaşanan sorunların giderilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.

 

İdris Baluken

Halkların Demokratik Partisi
Grup Başkanvekili

25 Nisan 2016

 
Etiketler: #amedspor, #tff