
Grup Başkanvekilimiz Filiz Kerestecioğlu'nun, Antalya'da bir köpeği kasten öldüren kişinin serbest bırakılmasına ilişkin, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesi:
Antalya’da, 17 Haziran tarihinde kullandığı aracı yol kenarında bekleyen köpeklerin üstüne süren ve köpeklerden birisinin başının üzerinden geçerek ölümüne sebep verip kaçan sürücü E.K.’nın serbest bırakıldığı haberi basına yansımıştır.
Şikayetin ardından gözaltına alınan sürücü E.K., “seyir halindeyken yolun kenarında bulunan köpeklerin aracına doğru koşarak havladıklarını” söylemiş, “köpeklerden birinin ayağının üzerinden geçtiğini zannettiğini, yaklaşık 50 metre ileride durduğunu, olay yerinde beş altı köpek olduğunu ve tekrar geri dönemediğini” iddia etmiştir. E.K.’yla ilgili sadece trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan işlem yapılmış, ardından kişi serbest bırakılmıştır.
Maalesef hayvanlara yönelik bu gibi şiddet olaylarına ilişkin şikayetler sıkça tarafımıza iletilmektedir.
Hayvanlara zarar veren, onların yaşam haklarını ihlal eden kişilerin cezasız kalmasının en önemli nedeni, ülkemiz kanunlarında hayvanların “eşya-mal” olarak kabul edilmesi ve yaşam haklarının son derece yetersiz biçimde korunmasıdır. Üstelik Türk Ceza Kanunundaki “mala zarar verme”maddesinin uygulanabilmesi için zarar gören hayvanların “sahipli” olması gerekmektedir.
Sahipsiz hayvanlara zarar vermek veya hayvanları öldürmek ise ceza kanununun dışında tutulmuştur. Hayvan Koruma Kanunu, sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanları, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürenlere hayvan başına 600 TL idari para cezası öngörmektedir. Görüldüğü gibi, 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanunu, hayvanı korumak konusunda çok kısıtlı bir işleve sahiptir. Ne var ki, hayvanların zarar gördüğü durumlarda idari ve adli süreçler zorlaşmakta, hayvan hakları konusunda herhangi bir eğitime veya duyarlılığa sahip olmayan yetkililer, mevcut olan kısıtlı sayıdaki hükmü dahi uygulamamaktadırlar.
Hayvan hakları savunucularına göre, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu için STK’ların, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve meslek odalarının görüşü alınmadan hazırlanan yeni tasarı da hayvanlara sağlıklı bir koruma getirecek düzenlemeleri yapamamıştır. Yeni tasarıyla öngörülen hapis cezalarının da alanda eğitim almamış hakimler tarafından uygulanmayacağı, hapis cezalarının para cezasına dönüştürüleceği iddia edilmektedir. Hatta, hayvan hakları dernekleri, tasarıyla kedi ve köpeklerin kısırlaştırıldıktan sonra şehirlerden uzaklaştırılarak tecrit edileceklerini ve ekolojik dengenin bundan zarar göreceğini ifade etmektedirler.
Bu bağlamda;
1. Antalya’da bir köpeğin kasten ölümüne sebep olan kişinin serbest bırakılmasıyla ilgili hayvanların haklarını korumla yükümlü Bakanlığınızın bir girişimi olmuş mudur?
2. Hayvanları kasten öldüren kişilerin cüzi cezalarla yahut hiçbir ceza almadan serbest bırakılmaları, kamuoyunun tepkisine neden olmaktadır. Hayvanlara kasten zarar veren kişilerin caydırıcı cezalar almaları için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
3. Hukukçular ve kolluk güçleri başta olmak üzere ilgili kamu görevlilerine hayvan haklarıyla ilgili bir eğitim vermeyi planlıyor musunuz?
4. Hayvan Koruma Kanunu Tasarısının STK’ların, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve meslek odalarının görüşü alınmadan hazırlandığına ilişkin eleştiriler konusunda Bakanlığınızın görüşü nedir?
5. Söz konusu tasarıyla kedi ve köpeklerin kısırlaştırıldıktan sonra şehirlerden uzaklaştırılacağına, hayvanların tecrit edileceğine ve ekolojik dengenin bundan zarar göreceğine ilişkin eleştirilerle ilgili Bakanlığınızın görüşü nedir?
6. Yapılan eleştiriler doğrultusunda, STK’ların, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve meslek odalarının da katılımı ile hayvanların haklarını gerçekten koruyan, Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesine uygun yeni bir kanun tasarısı hazırlamayı düşünüyor musunuz?
8 Ağustos 2017